İş Sistemlerine Yaklaşımımız

Dünyadaki tüm iş yönetim sistemlerinin ana işlevi, bilgisayar sistemlerinde gerçek iş yaşamını modellemektir. Modelleme işlemi, gerçek hayata yaklaşma denemesidir. Bir sistem daha az parametre ile oluşturulmuşsa, gerçek hayatı yansıtma yüzdesi düşük olacaktır. Birçok parametreyle oluşturulmuşsa, gerçek yaşamı yansıtma yüzdesi yüksek olacaktır, ancak daha sonra sistemi çalıştırmak ve uygulamak zor olacaktır. Ayrıca modelleme sırasında iyi veya kötü seçilmiş parametreler modeli pozitif veya negatif olarak etkileyecektir. Dolayısıyla, aynı sayıda parametrenin yanı sıra gerçeklikten uzak bir sistemle, gerçekliğe yakın bir sistem oluşturulabilir.

Parametre modellemesi, sistem tasarımcılarının en büyük sorunu olmaya devam edecektir. Çünkü, mevcut bilgi sistemi teknolojilerinin Yapay Zeka (AI) uygulamalarının seviyesi hala bu ikilemi çözmek için yeterli değildir. Bugün uluslararası pazarda büyük ve tanınmış ERP sistemleri, genellikle sadece büyük şirketler için modellenmiştir.

Yukarıda belirtilen şirket büyüklüğü genel olarak şöyle sınıflandırılır :

  • 1. Aşama (Büyük ölçekli şirketler) Geliri 1 milyar $ üzerinde olan şirketler
  • 2. Aşama (Orta ölçekli şirketler) Geliri 100 milyon - 1 milyar $ arasında olan şirketler
  • 3. Aşama (Küçük ölçekli şirketler) Geliri 100 milyon $ altında olan şirketler

Binlerce işlevi kapsayan bu sistemler, sizin için gerekli olan basit bir işlemi gerçekleştirmede başarısız olabilir. Bu durumun tam anlamıyla iki ana nedeni vardır :

  • Sistem modellemesinde, iş akışınıza uygun yapısal faktörler dikkate alınmamıştır.
  • Dikkate alınsalar bile, başvuru adımlarının sayısı ve başvuru yöntemi işiniz için uygun değildir.

Fonksiyonel gereksinimlerinizden ve iş akışınızdan eminseniz, yapılabilecek tek şey, yazılım sisteminin modelini değiştirmektir. Ek olarak, sektörlerin kendi literatürleri, özel uygulamaları ve bilgi ihtiyaçları vardır. Tüm bu gereksinimleri tek bir genel sistemde karşılamak kolay değildir. Bu özel gereksinimleri karşılamak için, sistemde bu noktaların geliştirilmesi gerekmektedir.

Çalıştığınız, gerekli değişiklikleri yapma yetkisine sahip ve yetkilendirilmiş bir ERP danışmanınız yoksa, sisteminiz günden güne verimsiz ve uygulanamaz hale gelecektir. Bu yaklaşımdan ilham alarak, Minerva olarak, müşterilerimizin kurumsal kültürlerinden, sektörel ihtiyaçlarından veya iş ortamından kaynaklanan gereksinimlerini sistem modelleme ve geliştirme süreçlerimizin odak noktası olarak kabul ediyoruz.

Minerva yazılımının sahibi ve geliştiricisiyiz. İlk elden geliştirici şirket olduğumuz için, gereksinimleri değerlendirme ve koşulsuz gerekli önlemleri alma yeteneğine sahibiz. Ayrıca, bunu yapmak için istekliyiz. Yıllardır, birçok ERP ürünü geliştirmelerine rağmen dünyadaki birçok BT şirketinin başarısız olduğunu göstermiştir.

Başarılı bir işletme yönetim sistemine sahip olma ve müşterilerin kullanımına sunma yaklaşımımız ;

  • Modelleme ve sistem tasarımımızı müşterilerimizin iş ortamına ve gereksinimlerine dayandırmak,
  • Sistemi modellemek ve tasarlamak için evrensel iş yaklaşımlarını doğru anlamak ve değer yaratan öneriler vermek,
  • Sistemi bütünleşik ve ilişkisel bir yaklaşımla yaratırken ihtiyaç ve talepleri fonksiyonel kavramlarla eşleştirmek,
  • Uygun, uygun maliyetli, kullanımı kolay ve ileriye dönük teknolojileri seçmek,
  • Bu işin yaratıcılığa dayanan sanatsal bir yönü olduğunu unutmadan, odaklanmış bir şekilde çok çalışmak.

Bilgi Talebi